ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ

BAKIRKÖY ŞUBESİ

Anasayfa


MERHABALAR,

ADD Bakırköy Şubesi 12. Yönetim Kurulu olarak yapmış olduğumuz Olağan Genel Kurul sonrası (04.Mart.2018) hayata geçirilmiş bir sitedir. Öncelikli amacımız dernek olarak ve şube olarak yapmış olduğumuz etkinliklerimizi, eylemlerimizi ve duyurularımızı size kendi sayfamızdan ulaştırmaktır. 

Bizlere ulaşmak isterseniz adresimiz, telefon numaramız ve mailimizi aşağıda bulabilirsiniz. 

Bize aşağıdaki formumuzdan da mail adresinizi ve mesajınızı yazarak ta ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,

ADD Bakırköy Şubesi Yönetim Kurulu


KURULUŞ NEDENİMİZ

 

Atatürk;

Sadece “bağımsızlığı tümüyle tehlikeye düşmüş Türk Ulusunu ve yurdunu emperyalist güçlerin işgalinden kurtaran bir büyük asker“ değildir.

O, bunun çok daha ötesinde, örneğin siyasal, kültürel ve ekonomik alanlar başta olmak üzere, her alanda bağımsızlığımızı yok edici ya da kısıtlayıcı olumsuz bağları koparan;

Ulusal egemenliği gerçekleştirerek Türkiye Cumhuriyetini kuran ;

Kişisel inançlara dokunmayarak, toplumumuzu Ortaçağ zihniyetinden ve şeriattan kaynaklanan nakile dayalı kurum ve kurallardan kurtarıp, sürekli biçimde çağdaş ve uygar bir ulus olmanın ve böyle kalmanın yollarını gösteren , akıla dayalı laik düşünce, laik hukuk ve laik öğretim sistemlerini toplum yaşamında egemen kılan;

Tüm özgürlüklerin ve insan haklarının sosyal Hukuk Devletinin ve çoğulcu demokrasinin yolunu açan;

Yüzyıllarca ikinci sınıf insan durumuna düşürülmüş Türk kadınını gerçek yerine yükseltip, eşit haklara ve eşit onura sahip insan ve yurttaş yaparak ,yapay eşitsizlikleri kaldıran;

İçten ve dıştan kaynaklanan her tür sömürüye karşı çıkarak, halkın yalnız siyasal değil, ekonomik ve sosyal alanda da gerçek efendi durumuna gelmesini ve tüm yurttaşların gönencini devletin varlık nedeni ve amacı sayan;

Ulusal ekonominin girişimcilerin keyfine, yalnız kâr ve rekabet mekanizmasına göre başıboş biçimde işlemesine değil, toplumun ve tüm yurttaşların gereksinimlerini karşılayacak biçimde devlet tarafından yönlendirilmesini ilke olarak benimsemiş ve benimsetmiş olan;

Yurdumuzun yeraltı ve yer üstü zenginliklerinden, Türkiye halkının yararlanmasını benimseyen ve kabul ettiren;

Misak-ı Milli sınırları içinde “Türk'üm” diyen herkesin Türk olduğu ölçütünü getirerek, ırkçılığı reddedip; yapıcı, olumlu ve çağdaş Türk Ulusalcılığını yaratarak, onu devletimizin temel ilkelerinden biri yapan;

Her yurttaşın eğitimden, bilimden ve sanattan payını almasını, “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür kuşakların yetiştirilmesini devletin başta gelen görevi yapan;

Kültür emperyalizminden kurtulabilmemiz ve eğitimin yaygınlaştırılabilmesi için yeni Türk harflerini kabul etmenin yanında Türk dilinin arındırılması ve zenginleştirilmesini büyük bir toplumsal görev sayan;

Türk Ulusunun tarihini, çağdaş insan kökenine bağlayan;

“Yurtta barış, Dünyada barış” ilkesi ile devlet yaşamında ve uluslararası ilişkilerde kaba kuvveti, ırkçılığı, saldırı savaşını mahkum eden;

Dış politikada “Dünya uluslar ailesinin eşit haklara sahip onurlu bir üyesi olma” ölçütünü ve “karşılıklılık kuralını” vazgeçilmez ilke yapan;

Bütün ulusların insanlık ailesinin bir parçası olduğunu vurgulayarak, insanlığın bütünleşmesi düşüncesinin tohumlarını atan Çağdaş Devlet Kurucusudur.

Atatürk devrim ve ilkelerinin, toplumsal sorunlarımızın çözümlenmesinde ışık tutucu niteliğe ve yaratıcı güce sahip olduğuna inananlar, “Atatürkçü Düşünce Derneği'ni kurarak, O’nun devrim ve ilkelerinin gelecekte de egemen olmasına katkıda bulunma ve onlara bekçilik yapma zorunluluğunu duymuşlardır.

Bu nedenler ile ilçemizde ve çevresinde bu düşünüş tarzını benimseyen kişilerin birleşerek derneğimizin Bakırköy Şubesini kurmuşlardır.

Başta kurucularımızın ve derneğimize emeği geçmiş ve geçen herkese teşekkür ederiz. Bizlere bıraktığınız bayrağı en ileri götürmek için çalışıyoruz. 


BİLGİLENDİRME

Sevgili Başkanımız Av. Yusuf Kadıoğlu Bey'in ve Başkan Yardımcımız Sebahat Görhan Hanım'ın istifaları sonucu dernek tüzüğümüzün gerekli maddeleri sebebi ile önce Yazmanımız olan Özlem Altun Hanım vekaleten Başkanlığa atanmış olup Yönetim Kurulumuzun yapmış olduğu toplantı ve seçim sonucu oy birliği ile asaleten Sayın Özlem Altun Hanım ADD Bakırköy Şubesi Başkanlığına seçilmiştir. Yönetim Kurulu olarak yeni Başkanımız Özlem Altun Hanım'a yeni görevinde başarılar dileriz. 

Eski Başkanımız Av.Yusuf Kadıoğlu ve Eski Başkan Yardımcımız Sebahat Görhan Hanım'a yapmış oldukları hizmetlerden dolayı teşekkürlerimizi bir borç biliriz. 

Saygılarımızla, 

ADD Bakırköy Şubesi Yönetim Kurulu


DAVETLİSİNİZ

DEĞERLİ ÜYELERİMİZ,

Öncelikle Kurban Bayramımızı kutlar ve esenlikler dileriz.

30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama etkinlikleri çerçevesinde Sayın Belediye Başkanımız Dr. Bülent Kerimoğlu'nun katılımı ve desteği ile saat 10:30 - 13:00 arasında Osmaniye, İsmail Erez Bulvarı, İskender Iğdır Parkı Bakırköy (Marmara Forum'dan adliyeye doğru giderken Marmara Forumu geçer geçmez olan park içinde)  adresine bulunan Kitap Cafe'de yapacağımız ücretsiz kahvaltıda sizleri de aramızda görmekten onur duyarız...

ADD Bakırköy Şubesi Yönetim Kurulu 


AMASYA GENELGESİ'NİN 99. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN


19 MAYIS KURULUŞ YILDÖNÜMÜMÜZ KUTLU OLSUN


19 MAYIS BİLDİRİMİZ

Her 19 Mayıs Bir Başlangıçtır
99 Yıl Önce Güneş Samsun’da Doğdu
29 Yıl Önce ADD Kuruldu

Atatürkçü Düşünce Derneği:

Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal Paşa’nın Ulusal Kurtuluş Savaşımızı başlatmak üzere Samsun’a ayak basmasının üzerinden tam 99 yıl geçti. 13 Kasım 1918 tarihinde Suriye cephesinden İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Boğazı’na demirlemiş İngiliz donanmasını gördüğünde “geldikleri gibi giderler” sözünü bir temenni olarak değil, bir kararlılığın ifadesi olarak söyledi. Samsun’a gidinceye kadar İstanbul’da kaldığı 6 ay içinde işgal kuvvetleri donanmasının gitmesini sağlayacak büyük bir mücadeleyi örgütledi.

Mustafa Kemal Paşa, yanındaki bir avuç isimsiz kahramanla Samsun limanına çıktığında işgal kuvvetlerinin “geldikleri gibi gitmeleri” için eşsiz bir strateji izledi.

Mustafa Kemal Paşa büyük bir inançla çıktığı yolda, ülkeyi kurtaracak orduyu örgütlemeden önce bu mücadeleyi yönetecek Büyük Millet Meclisini örgütledi. Bu amaçla yurdun her köşesinde kongreler toplanmasını sağladı. Bu kongrelerde seçilen delegelerin oluşturduğu Gazi Meclisimiz emperyalizme karşı Ulusal Kurtuluş Savaşımızı zafere ulaştırdı. İşte bu zafer sonucu, Mustafa Kemal Paşa, Mustafa Kemal Atatürk oldu. Yani Türk ulusunun “ATASI” …

Ne acıdır ki, Atatürk sonrasında ülkemizi yönetenler büyük önderin “Gençliğe Hitabe”sinde söylediği tehlikeleri dikkate almayıp ülkemizi günümüzdeki karanlık duruma getirecek adımlara seyirci kaldılar. Daha sonrakiler ise ülkeyi bugünlere getiren adımları attılar.

12 Eylül faşist darbesini yapanlar, Atatürk adını kullanarak Cumhuriyet devrimlerine ağır darbeler indirdiler. İşte bu koşullar altında, bundan 29 yıl önce, 19 Mayıs 1989 tarihinde Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu önderliğindeki 50 aydınımız Atatürkçü Düşünce Derneğinin kuruluşunu ilan ettiler.

ADD bir ihtiyaçtan doğdu. “örgütlü cehalete” karşı, aydınların mücadele örgütü yaratıldı. Kısa sürede yurt çapındaki şubelerimiz yaygınlaştı. ADD kitlelerin umudu oldu. Elbette bu devrimci atılım cezasız kalmayacaktı. Derneğimizin kuruluşunun üzerinden 9 ay geçmeden Kurucu Genel Başkanımız Muammer Aksoy’u karanlık bir cinayete kurban verdik. Bu cinayeti başka karanlık cinayetler izledi. Ancak ADD yılmadı. Daha büyük bir kararlılıkla mücadeleye devam etti. Atatürk’ün karargâhının ele geçirilmesi tehlikesine karşı ülkemizin bugüne kadar gördüğü en büyük kitle eylemleri olan Cumhuriyet Mitingleri gerçekleştirdi.

Cumhuriyeti yıkma kararlılığında olanlar, bu büyük eylemlere FETÖ’cüler önderliğindeki “kumpas” davaları ile karşılık verdiler. Buna karşı ADD, Silivri duvarlarının yıkılması mücadelesinde de en önde yerini aldı.

Atatürk’ün 100 yıl önce İstanbul’a gelişinde İngiliz donanması için söylediği “geldikleri gibi giderler” sözü “kumpas” davalarını açan savcı ve hakimler için de geçerli oldu. Bunların bir kısmı yurt dışına kaçarken bir kısmı da aydınlarımızı hapsettikleri Silivri hücrelerine kondu.

Türkiye Cumhuriyeti’ni geleceğe taşıyacaklar için her 19 Mayıs bir başlangıçtır. 99 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkeyi kurtarmak için yola çıkması gibi… 29 yıl önce 50 değerli aydınımızın bütün baskı ve tehlikelere rağmen ADD’yi örgütlemeleri gibi…

Şimdi de mevcut siyasal iktidardan kurtulma şansını yaratacak önemli bir seçime hazırlanıyoruz. 2018 yılının 19 Mayıs’ı da bu siyasal iktidardan kurtuluşun başlangıcı olacaktır.

Atatürk ilke ve devrimlerinin ışıklı yolundan ayrılmadıkça, ulusça kenetlendiğimiz sürece, Cumhuriyete olan inancımızı yitirmedikçe başarımız kaçınılmazdır. Yine biz kazanacağız. Geldikleri gibi gidecekler…

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti

Yaşasın Atatürkçü Düşünce


Anneler Gününüz Kutlu Olsun


SÖZCÜ’nün vefat ve başsağlığı ilanlarındaki kampanyasına destek veren ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan başlıktaki tespiti yaptı


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun.


Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü kutlu olsun.

78 YIL ÖNCE AÇILMASIYLA ÜLKEMİZİN AYDINLANMASINDA ÇOK ÖNEMLİ KATKILARI OLAN VE 14 YIL SONRA KAPATILMASI İLE GERİCİLİK, YOBAZLIK VE KARŞI DEVRİMCİLERİN MEYDANI BOŞ BULUP ÜLKEMİZİN BU GÜNLERE GELMESİNİN YOLUNU AÇAN "KÖY ENSTİTÜLERİNİN" KURULUŞUNUN YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN.

17.Nisan.2018


Sayın Başkanımız Av. Yusuf Kadıoğlu'nun 28 Şubat davasının kararı için yaptığı açıklama:

               28 ŞUBAT DAVASI KARARA BAĞLANDI VE CUMHURİYETİMİZİ KORUMA - KOLLAMA GÖREVİ OLAN VE BU GÖREVİ YAPAN TSK'NIN O GÜNKÜ DEĞERLİ KOMUTANLARI MÜEBBET HAPİS İLE CEZALANDIRILDI VE YANDAŞ HALE GETİRİLMİŞ YARGI KANALIYLA CUMHURİYETE MEYDAN OKUNDU. NEYDİ 28 ŞUBAT KARARLARI TEKRAR ANIMSAMAKTA YARAR VAR.
                1-Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni hedef alan rejim aleyhtarı faaliyetler karşısında ödün verilmemelidir. Anayasa'nın 174. maddesinde koruma altına alınan Devrim Kanunları'nın ödün verilmeden uygulanması esastır. Hükümet, icraatında Devrim Yasaları'na uygunluğu sağlamakla görevlidir.

                 2- Savcılar, Devrim Yasaları'nın ihlalini oluşturan davranışlar karşısında harekete geçmelidirler. Yasaları ihlal eden dergahlar kapatılmalıdır.

                 3- Sarık ve cüppeli giyim şeklinin özendirildiği görülmektedir. Kılık ve kıyafetleri bu yasaya ters düşen kişilerin onurlandırılmamaları gerekir.

                 4- Anayasa'nın 163. maddesinin kaldırılmasının yarattığı hukuki boşluklar, irticai akımların ve laikliğe aykırı tutumların güçlenmesine yol açmıştır. Bu boşlukları telafi edecek yasal düzenlemeler getirilmelidir.

                 5- Eğitim politikalarında yeniden Tevhidi Tedrisat Kanunu ruhuna uygun bir çizgiye gelinmelidir.

                6- Temel eğitim 8 yıla çıkarılmalıdır.

                 7- İmam - hatip okulları toplumdaki bir ihtiyacı karşılamak üzere kurulmuşlardır. Bu ihtiyacın fazlası olan imam hatip okulları, meslek okullarına dönüştürülmelidir. Ayrıca kökten dinci grupların kontrolünde olan Kuran kursları kapatılarak, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda düzenlenmelidir.

                 8- Devlet dairelerinde ve belediyelerde kökten dinci bir kadrolaşma hareketi sürdürülmektedir. Hükümet, bu kadrolaşmanın önüne geçmelidir.

                 9- Cami yapımı gibi dini konuları siyasi amaçlar için istismar etmeye dönük olan her türlü davranışlara son verilmelidir.

                10- Pompalı tüfekler kontrol altına alınmalı ve gerekirse pompalı tüfek satışları yasaklanmalıdır.

                11- İran'ın Türkiye'deki rejimi istikrarsızlığa itmeyi amaçlayan çabaları yakın takibe alınmalıdır. İran'ın Türkiye'nin içişlerine karışmasını önleyici politikalar uygulanmalıdır.

                12- Yargı mekanizmasının daha etkin çalışmasını sağlayacak ve yargı bağımsızlığını güvence altına alacak, hükümetin tasarruflarından koruyacak düzenlemeler bir an önce getirilmelidir.

                13- Son dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını hedef alan tahriklerde büyük artış gözlenmektedir. Bu sataşmalar TSK içinde rahatsızlığa yol açmaktadır.

                14- İrticai faaliyetlere karıştıkları için TSK'daki görevlerine son verilen subay ve astsubayların belediyelerde istihdam edilmelerinin önüne geçilmelidir.

                15- Partilerin belediye başkanları ve il, ilçe yöneticilerinin konuşma ve davranışları da Siyasi Partiler Yasası'nın sorumluluk alanına sokulmalıdır.

                16- Tarikatların denetimindeki finans kuruluşları ve vakıflar aracılığıyla ekonomik güç haline gelmeleri dikkatle izlenmelidir.

                17- Laiklik aleyhtarı yayın çizgisi olan TV kanalları ve özellikle radyo kanallarının verdikleri mesajlar dikkatle izlenmeli ve bu yayınların Anayasa'ya uygunluğu sağlanmalıdır.

                 18- Milli Görüş Vakfı'nın bazı belediyelere yaptığı usulsüz para transferleri durdurulmalıdır.

13.Nisan.2018